içinde

Gelecekte Elektrikli Araçlardaki Problemler

Gelecekte Elektrikli Araçlardaki Problemler

Elektrikli ve hibrit araçların piyasaya bu kadar hızlı çıkması bazı problemleri de beraberinde getirmektedir. Çoğu zaman iyi tarafları anlatılsa da hızla gelişen teknolojilerde devletler ve halkın buna her anlamda hazır olması gerekmektedir. Teknolojinin gelişim hızına ayak uydurması da. Bu süreçte geliştirilmesi gereken problemler çıkacağı bilinmeli. Gelin problemlerin ne olduğuna bakalım.

Şarj Markalarının Kart Çeşitliliğindeki Problemler

Elektrikli ve şarj edilebilir Hibrit (Plug-in) araçların yaygınlaşması demek şarj noktalarının artması demek. Ülkemizde elektrikli araçlar yaygınlaşmamış olsa bile E-şarj ülke çağında ciddi sayıda şarj noktasına sahip. Onu ZES, Voltrun, Sharz markaları takip ediyor. Tek bir şarj cihazı olarak kurulabiliyor olması, şarj etmek için birine ihtiyaç duymuyor olmanız, para ödeme işlemlerinin üyelik kartından yapılması benzin istasyonları ile karşılaştırıldığında önemli avantajları. Şarj markaları da değişen bu düzenle birlikte hızla artmaya devam ederse her şarj markasının kartlarını bulundurmak zorunda kalacağız. Yapay zeka sayesinde birçok uygulamayı entegre ederek hayatımızı kolaylaştırabiliyorken tüm markaları tek bir çatıda toplamak mümkün mü? Yeni bir iş dalı kurulabilir mi?

Yakın zamanda bunun cevabını Sharz ve Voltrun iş birliği yaparak verdi. Şarj noktalarını ortak kullanıma açan Voltrun ve Sharz bu anlaşmayla kesintisiz hizmet vermeyi amaçlamaktadırlar. Kendilerinin geliştirdikleri yerli yazılımı kullanan iki firma bu yazılımı yeni şarj noktası açmak isteyen kişilere de satmaktadırlar.

Benzin İstasyonlarına Ne Olacak?

Elektrikli araçlara geçişimiz en çokta benzini ve firmalarını etkileyecek. Büyük şirketler durumu fırsata çevirmeyi tercih ederek şarj noktaları ve altyapısı ile ilgili çalışmalar yapmaya başladılar bile. Şu anki problem şarj noktasını benzin istasyonuna kuran firmalarda araç sahiplerinin elektrikli araçların şarj yerlerine park etmeleri. Örneklerini Amerika, Hırvatistanda gördüğümüz olayda insanların bu duruma alışması biraz zaman alacağa benziyor. Gelecekteki problemler için ise şirketler çalışmalarına devam ediyorlar.

2017’de şirketin stratejisine bağlı olarak Shell, Hollanda merkezli, park yerlerini elektrikli şarj noktasına dönüştürmede de deneyimi bulunan elektrikli araç şarj istasyonu firması NewMotion‘u satın aldı. 2019 yılında altyapı desteği konusunda çalışmalar gerçekleştiren Greenlots‘u ve bir Fransız güneş ve rüzgar çiftliği şirketi olan EOLFI’yı satın alan Shell şimdi de Almanyada hızlı şarj noktalarını 200 çıkartmayı planlamaktadır.

Maden Ocaklarındaki Problemler

Elektrikli ve hibrit araçlar nasıl ki otomotiv sektörünü değiştirdiyse bataryalarda kullanılan madenler de ekonomik dengeleri değiştirecek.

Hala benzinli ve dizel araç kullanıyor olmamız petrole bağımlılığın bir sembolüdür. İleri ki yıllarda batarya kullanımının artması bize yeni iş imkanları sağlamakla kalmıyor bu alanda dışa bağımlılığın tanımını da değiştiriyor. Bataryalar için gereken lityum, kobalt, nikel gibi madenlerin çıkartıldığı ülkeler artık petrol çıkartan ülkeler konumuna gelecek. Kongo Cumhuriyeti lityum iyon bataryalar için gerekli kobaltın dünya çapında en büyük üreticisidir. Şirketlerde bunu görmüş olacak ki Çinli elektrikli araç üreticileri başta olmak üzere birçok firma maden şirketi arayışına girdiler. Tesla CEO’su Elon Musk bu konuda erken davranan yöneticiler arasında. Şilili SQM firmasıyla 2018 yılında görüşmelere başlamıştı. Toyota da Arjantinli Orocobre’nin yüzde 15’ini 2018 yılında satın aldı. Dengelerin değişmesi çalışma koşullarını da değiştirmesi demektir. Maden rezervlerine sahip fakir ülke konumunda olan bu ülkelerin çalışma koşulları çokta parlak değil. Bu elementlerin madenlerinde de insani sorunlar oluşmaktadır.

Kongo madenlerindeki çalışma koşulları insanlık dışı koşullarda olması ve küçük çocuklarında çalıştırılması sorun teşkil etmektedir. Elektrikli araçlar yeni yeni hayatımıza girmekte, 2030 yılında elektrikli araçların satışları 40 milyona ulaşması bekleniyor. Bu durum Kongo’daki madenlerin koşulları devam ederse sorunun artması demektir. Aynı durum Şili, Arjantin ve Bolivya’da da böyledir.

Her şeye rağmen gelişen teknolojiye bu kadar hızlı cevap verilmesi değişime ne kadar açık olduğumuzu göstermektedir. Değişime açık olmak daha iyi bir dünya, çevre veya gelecekte yaşama gerçeğini arttırmaktadır. Mühendisler olarak bize düşen ise; bu değişmlerin her daim parçası olabilceğimizi bilerek çalışmak ve teknolojileri bu platformlardan takip ederek geçmişe kalmamak olmalı.

Kaynakça

www.electrek.co

www.webrazzi.com

tr.motor1.com

Elektrikli Hafif ve Ağır Ticari Araçlar Tezi- Büşra ZORLU / Erdenay BİLGİN

Ne düşünüyorsun?

Yazar

Modem ve Yönlendirici Arasındaki Fark Nedir?

Mars’ta Yaşama Bir Adım Daha…