içinde ,

Bilimden Uzaklaşan Millet Karanlığa Boğulur

Bu Milleti Karanlığa Boğmaya Hakkınız Yok

Yaşadığı herşeyin sebebini Allah’a veya kadere bağlayan insanlar; İsra:13 derki;

Yaşadığı herşeyin sebebini Allah’a veya kadere bağlayan insanlar; İsra:13 derki;

 ‘’Biz her insanın kaderini, kendi çabasına bağlı kıldık.’’ 

Yani sizin hayatınız bir boş tarla gibidir

Oraya neyi ekerseniz, hasat zamanı da onu biçersiniz. Gül ekerseniz; gül toplarsınız, dikenli çalı ekerseniz; onu toplarsınız diyor. Birbirine düşman, farklılıkları hep kaşıyan, ayrımcılık yapan, öfke, nefret, intikam duygularını besleyen, bilimden uzaklaşıp, gericiliği ön planda tutan bir toplumun ektiği negatif tohumlar elbetteki negatif olarak biçilecektir. 

Dışımızda olanlar, içimizde olanların projeksiyonudur;

Topraklarımızın çoğu, deprem hatları üzerindedir. Bunu bilelim ve en az bir deprem bilimcisi kadar kendimizi bilgilendirip, hazırlayalım. Çocuklarımıza da bunu iyi öğretelim. Yaptığımız olumlu-olumsuz tüm seçimler, bizim kaderimizi belirliyor.

Yaşadıklarımızın sebebini ve suçunu yaratıcıya atmayalım. ‘’Bu sizin fıtratınızda var, kaderinizde var, ne yapalım…’’ diyenlere de kulak asmayalım artık. Çünkü kandırılıyoruz. 9 şiddetindeki bir deprem Japonya’da can almıyorsa ve 7 şiddetindeki bir deprem ülkemizde on binlerce can alıyorsa, oturup düşünmek lazım nerde yanlış yapıyoruz diye. 

Bunu, Bilimden Uzaklaşmaya Değil de Kadere Bağlıyanlara Bunu Sorun

  • Bu durumda yaradan Türkiyede yaşayan insanları felaketlerle neden cezalandırıyor? 
  • Artık aklımızı başımıza alıp düşünme zamanı. Neyi yanlış yapıyoruz? 
  • Yaptığımız hangi seçimlerin sonuçlarını yaşıyoruz? Neden bunlar hep bizim başımıza geliyor? 
  • Hangi derslerimizi almıyoruz ki milletçe bu trajedik olayları tekrar tekrar yaşıyoruz? 

İş Başa Düştü

Biz değişmeden sistem değişmeyecek. 

Bir çoğu zannediyorum şu an sus be dinsiz diyerek beni kâfir ilan edecek, hayır Elhamdülillah  Qalu Bela’ dan beri Müslüman olduklarına inananlardanım, ama İslamiyet’in her şeyi Kadere bağlamadığını çok iyi bilenlerdenim, bu nedenle yorumlarda bana Kâfir gibi cümlesini kullanlara buda cevabım olup devam ediyorum vijdanımın sesi olan yazıma.

Ayrıştırıcı değil, birleştirici politikalara yönelelim artık. Ülke olarak bizi ancak birlik beraberlik kurtaracaktır. “Din ve ATATÜRK tüccarlar ına değil, bilimi destekleyenlere güç verelim artık” bu cümleyide yanlış anlamamanız için kısaca açıklayayım, bu cümleyi Dini ve Atatürkü kendi menfaatleri çerçevesinde kullananları kasdettim.

Atatürk’ün de dediği gibi. ‘’En hakiki mürşit ilimdir’’. 20 yıllık  dönem, bize bunu acı bir şekilde öğretecektir. 
Bireysel yada milletçe olsun, yaşadıklarımızın tek sorumlusu biziz. 

Allah akıl vermiş bize, sorgulayalım kullanalım diye. Onu kullanmazsak,birileri bizi istediği gibi güder. 

Ev alırken arazi alırken deprem koşullarına göre sorgulamasını iyi yapalım. Zemin kontrolünü, binalardaki malzeme kontrolünü kendi imkanlarımızla yaptırıp emin olmalım. 

Mütahitlerin sözlü-yazılı güvenceleri bizim için yeterli olmamalı. Sistemin rüşvet çarkı üzerine döndüğü bir ülkede para verip her türlü sağlamlık belgesini alabiliyorlar. Kendimizi düşünmüyorsak bile çocuklarımız için yapmalıyız bunu. 

Bilimle İlerleyebiliriz Ancak

Tüm felaketleri kadere bağlayan insanlar olduğu sürece ülke olarak kaderimiz de değişmeyecektir. Çünkü seçimlerimiz, yaşayacağımız olayları (kaderimizi) belirliyor.
İnsanoğlu doğanın bir parçasıdır. Doğayı kendimize göre ayarlamaktan vaz geçmeliyiz. Kendimizi doğaya göre ayarlamalıyız. Onun koşullarına göre, ona zarar vermeden, kendimize yaşam alanları yapmalıyız. Yoksa yine, ektiğimizi biçeriz. 

Ne düşünüyorsun?

Yazar diwun

Şah Maran Efsanesi

Depremde pert olan aracımın bedelini sigorta öder mi?